25 Eylül 2007 Salı

Kolomenskaya Parkı'ında Altın Sonbahar

Moskova'da her mevsim ayrı güzel ancak altın sonbaharın muazzam renkleri insanı bir başka cezbeder... Ben de 9 yıldır düzenli olarak yaptığım "Altın sonbahara merhaba" gezimi geçtiğimiz pazar yaptım. 250'ye yakın fotoğraf çektim... Şansıma parkta bir de bal pazarı vardı, çeşit çeşit bal aldım...






Kolomenskaya parkı tüm zamanların görkemli bir karışımı gibidir ve sadece Moskova Nehri kenarında büyük bir park değil, aynı zamanda bir açık hava müzesidir. 16.yüzyıldan kalma giysileri ile sizi parka davet eden görevliler gördüğünüzde şaşırmamalısınız. Çünkü içerideki pek çok kayda değer mimari eser bu döneme aittir. Bu eserlerden en önemlisi, kuşkusuz 16.yüzyılın başında Korkunç İvan’ın doğumunu kutlamak amacıyla yapılan büyük, beyaz, taş İsa’nın Göğe Yükselişi Kilisesidir. Güzel havalarda Nehre karşı yükselen bu görkemli kilisenin bahçesinde din adamlarının çan gösterilerini izleyebilirsiniz. Aynı zamanda parkın içinde Rus ahşap mimarisinin en güzel örneklerini de görmeniz mümkün. Bunlardan biri Büyük Peter’in ahşap evidir. Kolomenskaya’nınm doğası en az ahşap evleri kadar görkemlidir. Birçok çeşit çiçeğin süslediği parkta 700 yıllık meşe ağaçları, 200 yıllık dişbudak ağaçları özel koruma altında sergilenir. Kışın kızak ve benzeri kış sporları için uygun tepeciklere sahiptir.Yazın ise açık bahçelerinin de olduğu Rus mutfağından örneklerin, özellikle Rus krebi olan blinin en güzellerini yiyebileceğiniz küçük ahşam restoranlar, barlar, kafeler bulunmaktadır. Ayrıca küçük bir açık tiyatro sahnesi de bulunan parkta hafta sonları at kiralanabilir. Zaman zaman sergiler de yapılan parkta sık aralıklarla bal sergisi de açılır.


Kolemenskaya parkının 3 güzel özelliği var. Birincisi şehir merkezine, dolayısıyla evime çok yakın olması, ikincisi kışın kızak için harika bir mekan olması ve üçüncüsü park içindeki tahta kulubelerde Moskova'nın en güzel blinilerinin (krep-akıtma) yapılması. Parka gidip de kırmızı havyarlı ya da ballı ve muzlu blini yenmeden dönülür mü ? Dönülürmüş meğer, çünkü bal pazarında o kadar çok balın tadına baktım ki bir şey yiyecek halim kalmamıştı doğrusu ama paket yapıp eve getirmeme kimse engel olamazdı elbet Aslında Rus krebini yani bliniyi farklı kılan içine konan malzemeler. Yoksa hamuru bildiğimiz hamur. Ama kırmızı havyar burada çok ucuz olduğu için havyarlı blini her zaman uygun fiyatlı ve cezbedici oluyor. Bir de Rus balı konan bliniler var ki tvarok (bir çeşit krema) ile yapılanlarla yarışır doğrusu.

Bu kadar yemekten bahsetmek yeter sanırım Parkta 4.5 saat durmadan yürüdüğümü farketmem ancak arabaya varıp oturmamla oldu. Önce bacaklarımın neden bu kadar sızladığını anlamaya çalıştım, sonra arabanın saatini gördüm... Ama tüm yorgunluklara değen bir geziydi... Daha sık tekrar etmem gerek sanırım, hamlaşmışım acısı ertesi gün çıktı...

Park çok renkliydi, yani sadece ağaçlar değil, sanırım Moskova'nın yarısı oradaydı. Elinde kitap, ağaca sarılmış okuyanlar, paten yapanlar, bisiklete binenler, aşıklar (ne yaptıklarını tahmin edersiniz ), resim yapanlar, fotoğraf çekenler (biri de ben ), bol oksijenden sarhoş olmuşlar (bu kesinlikle ben) say say bitmez... Hele bir teyze vardı ki 70'lerinde, aşağıda resmi var, çimlere uzanmış suluboya fırçası elinde, bir kıskandım bir kıskandım... Hatta suluboya defterimi ve boyamı getirmediğime pişman oldum...


Sonuç mu? Sonuçta Türkiye'de aileme tüm gece maillemekle bitiremediğim onlarca fotoğraf... Gerçi seçerek yolladım ama 250 fotoğraf arasından ne kadar seçersen seç yine de çok oluyor Elbette buraya az foto alabildim, üstelik de küçük... Hepsini sığdırmam mümkün değildi... Rüya gibi bir gündü denebilir ama rüyadan çabuk uyandım, malum Pazartesi iş günü... Hatta benim için iş Pazar akşamı başlamıştı bile...

Hiç yorum yok: