18 Kasım 2010 Perşembe

Ye, dua et, sev


Neden bilmiyorum, bazı filmler daha vizyona girmeden onlardan soğuyorum. Gerçekten nedenini bilmiyorum. Belki de çok konuşuldukları zaman böyle oluyor. Yani her tarafta duymaktan bıkkınlık geliyor kim bilir... Bazı kitaplar için de bu geçerli. Hele kitaptan uyarlama filmlerde hem kitap hem filme karşı aynı şeyi hissetmişsem, o hikaye benim için bitmiş demektir...

Oysa kitap okumayı da film izlemeyi de çok severim. Fark ettim ki son zamanlarda aynı dar kalıplar, aynı konular ve hikayeler içine kendimi kıstırmış kalmışım. Yani hergün aynı günü yaşar gibi birbirinin benzeri bir sürü kare...

Kötü olduklarını söylemiyorum ama artık yeterli değiller belli ki... Sonunda, bugün, şu inadımı kırıp, okumayı da izlemeyi de reddettiğim bir hikayeye elimi attım. "Ye, Dua Et, Sev" bu akşamki yerini almış bulunuyor ama en azından filmi değil, kitabı... Bakalım benim inatçı fikrimi kırabilecek mi...

Sırf değişiklik olsun diye :)

Hiç yorum yok: